Genç bir üniversite öğrencisi, ertesi günkü zooloji sınavı için bütün gece boyunca ders çalışır. Ertesi sabah sınıfa geldiğinde karşısında, üstünde kuşlar duran on tane platform görür. Kuşların başları birer torbayla kapatılmıştır; sadece bacakları görünmektedir.

En ön sıraya oturur, çünkü elinden gelenin en iyisini yapmak istemektedir. Profesör sınavın nasıl olacağını açıklar: Okumaya devam et →

Bir adam evinin önündeki çimleri biçiyordur. O sırada caddeden çok yavaş ilerleyen iki cenaze arabası geçer. Arkalarından bir adam köpeğiyle yürümektedir. Ve onun arkasında da tek sıra halinde yürüyen 60-70 kişilik uzun bir erkek kuyruğu vardır.

Meraklanan adam çim biçmeyi bırakıp yürüyen adamın yanına koşar.

“İlk cenazede kim var?” diye sorar.

Adam cevaplar:
“Karım. Köpeğim ısırdı, hastanede vefat etti.” Okumaya devam et →

Bir adam bir gün sinemaya gider. En ön sırada yaşlı bir adam oturuyordur, yanında da köpeği vardır.

Film, hüzünlü ama aynı zamanda komik bir filmdir. Bilirsiniz, hem güldürür hem ağlatır cinsinden. Hüzünlü sahnelerde köpek ağlamaya başlar, komik sahnelerdeyse kahkahalarla güler.

Tüm film boyunca köpek, duygulara tam anlamıyla eşlik eder. Okumaya devam et →

Bir kamyon şoförü, otoyolda ilerlerken yol kenarında bir papaz görür. Durdurur ve onu da kamyona alır, birlikte yola devam ederler.

Biraz gittikten sonra şoför yol kenarında bir avukat görür. Direksiyonu doğrudan avukata doğru kırar ama sonra birden aklına papaz gelir:
“Hay aksi, kamyonda bir papaz var. Bu avukatı ezemem!” diye düşünür ve son anda direksiyonu kırarak avukatı ezmekten vazgeçer. Okumaya devam et →

Bir adam, eski bir toprak yolda arabasını sürerken büyük bir çamur çukuruna rastlar. Ancak çukuru aşacak kadar hızlanamaz ve araba çamura saplanır. Aracından iner ve yürüyerek yakındaki bir çiftlik evine ulaşır.

Evin kapısını çalar ve çiftçiden yardım ister. Çiftçi kabul eder, birlikte arabayı çamurdan çıkarmak için uğraşırlar. Yaklaşık 15 dakika içinde aracı kurtarırlar.

Adam, çiftçiye ödeme teklif eder ve ne kadar vermesi gerektiğini sorar. Çiftçi, “Bütün günümü aldı, 200 dolar yeter,” der. Okumaya devam et →

Bir akşam, bir aile yaşlı ve zayıf annelerini bir bakım evine getirir ve ona iyi bakılacağını umarak onu orada bırakır. Ertesi sabah, hemşireler onu yıkar, lezzetli bir kahvaltı verir ve onu güzel bir çiçek bahçesine bakan pencerenin önündeki bir sandalyeye oturtur. Anneleri iyi görünüyor, ancak bir süre sonra sandalyesinde yavaşça yana doğru düşmeye başlar. Okumaya devam et →

Çok da hazırlıklı olmayan bir üniversite öğrencisi, yaşam bilimleri dersinde oturmuş, final sınav kağıdındaki bir soruya bakıyordu. Soru şöyleydi: “Anne sütünün dört avantajını sayınız.” Ne yazmalı diye düşündü. İçini çekti ve aklına ne gelirse yazmaya başladı, en iyisini umarak:

1. Kaynatmaya gerek yoktur.

2. Asla ekşimez. Okumaya devam et →

Ordu tarafından askere alınan bir iletişim teknisyeni atış poligonundaydı. Poligonda kendisine bazı talimatlar verildi, bir tüfek ve 50 mermi verildi. Hedefe birkaç el ateş etti. Hedef bölgesinden gelen rapora göre, tüm atışlar hedefi tamamen ıskalamıştı. Okumaya devam et →

Bir kadın mutfağa girdiğinde kocasını sineklik ile dolaşırken buldu.

“Ne yapıyorsun?” diye sordu.

“Sinek avlıyorum” diye cevapladı. Okumaya devam et →

Anormal psikoloji dersinde, öğretim görevlisi manik depresyon konusunu anlatmak üzereydi.

Öğretim görevlisi, “Bir dakika önce bağırarak ileri geri yürüyen, bir dakika sonra ise sandalyeye oturup kontrolsüz bir şekilde ağlayan bir hastayı nasıl teşhis edersiniz?” diye sordu. Okumaya devam et →