Koca, karısına bir mesaj atar:

“Hayatım, ofisin önünde bir araba çarptı. Tina beni hastaneye getirdi. Şu anda testler yapıyorlar, röntgen çekiyorlar. Kafama aldığım darbe çok ciddi olabilir. Üç kaburgam kırılmış, bir kolum kırık, sol bacağımda açık kırık var ve sağ ayağımı kesmeleri gerekebilir.” Okumaya devam et →

İlk koltukta oturan hanıma yaklaşmış. Kadının bileti yokmuş. Ama muavin ona 40 dolarlık bilet yerine sadece 20 dolar ceza kesmiş. Çünkü kadın mini etek giymiş ve bacağının çoğu görünüyormuş.

İkinci koltuktaki hanıma gelmiş. Onun da bileti yokmuş. Bu sefer sadece 10 dolar ceza kesmiş. Çünkü etek daha da kısaymış, neredeyse tüm bacağı görünüyormuş.

Üçüncü koltukta yine aynı durum: Biletsiz bir kadın. Ama bu kez kadın bikini giymiş, neredeyse her şeyi görünüyormuş. Muavin sadece 5 dolar ceza kesmiş. Okumaya devam et →

Bir adam, nadir kitap koleksiyoncusu arkadaşına der ki:

— Eski bir İncil buldum, ama üstü başı toz içindeydi, attım gitti.

— Kim basmıştı? Okumaya devam et →

Bir adam küçük bir ilçede boya fabrikası alır. Yerel itfaiyeye güvenci yoktur, bu yüzden büyük şehirden destek alır.

Aylar sonra fabrika yanar. Büyükşehir itfaiyesi “çok tehlikeli” deyip kenara çekilir.

Tam o sırada ilçenin eski itfaiye aracı, siren çala çala barikata çarparak geçer, doğrudan alevlerin içine dalar. Hortumlar, kürekler, toprak derken yangını söndürürler.

Fabrika sahibi şaşkın: Okumaya devam et →

Mary, akşam yemeği için sebze alması gerektiğini hatırlar ama tırnakları henüz kurumamıştır. Üstelik misafirleri de yoldadır.

Bu yüzden eşine mesaj atar:
“Hayatım, lütfen ofisten dönerken sebze almayı unutma. Bu arada Priscilla da sana selam söylüyor.”

Paul hemen cevap yazar:
“Priscilla mı?”

Mary gülümseyerek cevaplar:
“Şaka yapıyorum. Mesajı dikkatlice okuman için yazdım.”

Paul birkaç saniye düşünür ve yazar:
“Ama ben şu an Priscilla’yla birlikteyim, sen hangi Priscilla’dan bahsediyorsun?”

Mary’nin içi bir anda buz gibi olur. Zaten bir süredir şüpheleniyordur.
“Neredesin?” diye sorar.

“Sebze pazarının oradayım.” der Paul. Okumaya devam et →

Bir polis memuru, yol kenarındaki bir elma tezgahının önünden geçerken bir tabela görür:
“Elma çekirdekleri – zekayı artırır! Tanesi 20 dolar, garantili!”

Polis hemen arabayı kenara çeker, satıcıya yaklaşır:
“Bu düpedüz dolandırıcılık! Böyle saçma iddialarla insan kandıramazsın!”

Satıcı heyecanla cevaplar:
“Hayır hayır memur bey! Bu elmalar özel bir tür. Bilimsel bir mucize! Sadece bir çekirdek yiyin, farkı hemen hissedeceksiniz. Eğer işe yaramazsa, paranızı aynen geri alırsınız.” Okumaya devam et →

Bir adam, kendisini tohum zannettiği için akıl hastanesine yatırılmış.
Yıllarca dünyanın en iyi psikiyatristlerinden biri tarafından tedavi görmüş.
Tam 6 yıl sonra nihayet iyileşmiş ve artık bir tohum olmadığına ikna olmuş.

Onun taburcu olmasını kutlamak için bir parti düzenlemişler.
Parti gayet güzel geçerken, içeriye bir tavuk girmiş.

Adam bir anda donup kalmış, gözleri fal taşı gibi açılmış. Yavaşça geriye doğru çekilip bir ağacın arkasına saklanmış. Okumaya devam et →

Bir sarışın, sokakta yürüyen bir adama seslenir:
“Affedersiniz, saat kaç?”

Adam cevaplar:
“Saat 4.35.”

Sarışın kaşlarını çatar:
“Ne garip…” Okumaya devam et →

Az önce sokakta arkadaşımı gördüm, gözyaşlarına boğulmuş ağlıyordu.
Hemen sordum:
“Ne oldu, neden ağlıyorsun?”

Dedi ki:
“Bugün 2.2.2022. Ben bugün 22 yaşıma girdim. Gittim bahisçiye, günün ikinci yarışında ikinci ata 222 euro bastım. Saat tam 2.22’ydi!” Okumaya devam et →

Bir adam, sıradan sokak kıyafetleriyle Cadılar Bayramı’nda bir bara girer ve bir bira ister.
“Kostüm partisi için geldim,” der barmene.

Barmen adamı baştan aşağı süzer… Ne makyaj var, ne peruk, ne de ilginç bir kıyafet.
“Sen neyi temsil ediyorsun?” diye sorar.

Adam gülümser: Okumaya devam et →