Becky ölüm döşeğindedir. Yanında kocası Jake oturur. Jake, karısının buz gibi elini tutar, sessizce gözyaşları süzülür.
Becky solgun dudaklarını aralar:
“Jake…” der kısık bir sesle.
Jake hemen sözünü keser:
“Şşş, konuşma canım, dinlenmen lazım.”
Ama Becky ısrar eder:
“Jake… söylemem gerek. Bir itirafta bulunmalıyım.”
Jake ağlayarak başını sallar:
“Hayır, hayır… söyleyecek bir şey yok. Her şey yolunda, önemli değil.”
Becky güçlükle nefes alır:
“Hayır Jake, içim rahat etmeden ölemem… Sana sadık kalamadım… seni aldattım.”
Jake onun elini okşar, gözleri dolmuştur.
“Boş ver Becky,” der titreyen sesiyle,
“Ben zaten her şeyi biliyorum…”
Sonra başını kaldırır, acı bir gülümsemeyle ekler:
“Yoksa neden seni zehirleyeyim ki?”